Esma'ül Hüsna
Blogda Arama
Sözün Özü
Son Eklenenler
Hemen izle
- Ebu Said
-
Ebu Said - İyimserliğin İnsan Hayatındaki Önemi -
Ebu Said - İyi Zannetmek -
Ebu Said - Dinler arası Diyalog nasıl olmalı -
Ebu Said - Kur'an Öğüt Alınsın Diye Kolaylaştırılmıştır -
Ebu Said - İslam'ın Doğruları Cemaatlerin Yanlışları -
Ebu Said - Ramazan Ayı Hakkında Soru-Cevap -
Ebu Said - Aile Hukuku -
Ebu Said - Ehli Sünnetin Akidesi -
Ebu Said - Karamürsel İnsan ve Kalp -
Ebu Said - Karamürsel Soru-Cevap -
Ebu Said - Resule İman -
Ebu Said - Allah için sevmek -
Anne-babaların çocukları üzerindeki hak ve sorumlulukları 1 -
Anne-babaların çocukları üzerindeki hak ve sorumlulukları 2 -
Tasavvuf hakkında sorular -
Tasavvuf ehli ile ilişkiler nasıl olmalı? -
Ebu Said - Tasavvuf İslam’ın neresinde? 1 -
Ebu Said - Tasavvuf İslam’ın neresinde? 2 -
Ebu Said Hoca - Şefaat - Elsdorf Almanya Semineri -
Çocuk Terbiyesi -
Ebu Said Hoca - Nur Suresi 55. Ayet Bölüm 1 -
Ebu Said Hoca - Nur Suresi 55. Ayet Bölüm 2 -
İslami bir topluluğun inşası nasıl olur? -
Biz Seni Alemlere Rahmet olarak Gönderdik 2 -
Biz Seni Alemlere Rahmet olarak Gönderdik 1 -
Ebu Said Hoca - Çocuk Eğitimi 1 -
Ebu Said Hoca - Çocuk Eğitimi 2 -
Ebu Said Hoca - Eğitim ve Terbiye 1 -
Ebu Said Hoca - Eğitim ve Terbiye 2 -
Ebu said hoca Cennete nasıl gidilir -
Ebu Said Hoca Kibir Ve Etkileri -
Ebu Said Soru Cevap -
Ebu Said Hoca Doğru Müslümanlık 2 -
Ebu Said Hoca Doğru Müslümanlık 1 -
Ebu Said Kulluk Bölüm 4 -
Ebu Said Kulluk Bölüm 3 -
Ebu Said Kulluk Bölüm 2 -
Ebu Said Kulluk Bölüm 1 -
Ebu Said Hoca Cemaat Ve Fırkacılık -
Ebu Said Hoca Allah Sevgisi -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 7 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 6 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 5 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 4 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 3 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 2 -
Ebu Said İnsanlığın Müşterek Değerleri Böl 1
-
- Ebu Emre
- Ebu Enes
-
Ebu Enes - Hilm ve Öfke -
Ebu Enes - Selefilik nedir? -
Ebu Enes - Çocuklarımızı geleceğe nasıl hazırlamalıyız? 1 -
Ebu Enes - Çocuklarımızı geleceğe nasıl hazırlamalıyız? 2 -
Ebu Enes - Davetin Önemi 1 -
Ebu Enes - Davetin Önemi 2 -
Ebu Enes - Davetin Önemi 3 -
Ebu Enes - Senin evin sana emanet 1 -
Ebu Enes - Senin evin sana emanet 2 -
Ebu Enes - Teberrük -
Ebu Enes - Avrupada İslam Düşmanlığı -
Ebu Enes - Erkekleşen Kadınlar -
Ebu Enes - Amellerde Süreklilik 1. Bölüm -
Ebu Enes - Amellerde Süreklilik 2. Bölüm -
Ebu Enes Tembellik -
Ebu Enes - Sahabenin Örnekliği -
Ebu Enes Hoca - Kalp Hastalıklarının Tedavisi -
Ebu Enes Hoca - Aile Içi Sorunların Çözümü 1 -
Ebu Enes Hoca - Aile Içi Sorunların Çözümü 2 -
Ebu Enes Hoca - Ramazan Ayına Veda -
Ebu Enes Hoca Bidat 1 -
Ebu Enes Hoca Bidat 2 -
Ebu Enes Dinim İçin Ne Yapabilirim Bölüm 3 -
Ebu Enes Dinim İçin Ne Yapabilirim Bölüm 2 -
Ebu Enes Dinim İçin Ne Yapabilirim Bölüm 1 -
Ebu Enes Yaratılış Gayesi Bölüm 2 -
Ebu Enes Yaratılış Gayesi Bölüm 1 -
Ebu Enes Gerçek Ehli Sünnet Soru Cevap -
Ebu Enes İslamda Kardeşlik Böl. 4 -
Ebu Enes İslamda Kardeşlik Böl. 3 -
Ebu Enes İslamda Kardeşlik Böl. 2 -
Ebu Enes İslamda Kardeşlik Böl. 1 -
Ebu Enes Munazarada Kurallar 3 -
Ebu Enes Munazarada Kurallar 2 -
Ebu Enes Munazarada Kurallar 1 -
Ebu Enes Ahirete Iman 5 -
Ebu Enes Ahirete Iman 4 -
Ebu Enes Ahirete Iman 3 -
Ebu Enes Ahirete Iman 2 -
Ebu Enes Ahirete Iman 1 -
Ebu Enes Düşüncenin Eğitimi
-
- Ebu Erva
-
Düşünce Özgürlüğü -
Kalbin Islahı 1 -
Kalbin Islahı 2 -
Kalbin Islahı 3 -
Gıybet 1 -
Gıybet 2 -
Hased 1 -
Hased 2 -
Ashabul Uhdud Ve Iman Dersleri 1 -
Ashabul Uhdud Ve Iman Dersleri 2 -
Ashabul Uhdud Ve Iman Dersleri 3 -
Ashabul Uhdud Ve Iman Dersleri 4 -
Davette ahlakın önemi 1 -
Davette ahlakın önemi 2 -
Davette ahlakın önemi 3 -
Davette ahlakın önemi 4 -
Namazda Huşu 1 -
Namazda Huşu 2 -
En İdeal Müslüman Nasıl Olunur 1 -
En İdeal Müslüman Nasıl Olunur 2
-
- Ebu Adem
- Ebu Alia
- Ebu Ömer
- Necmi Sarı
- Hüseyin Cinisli
- Ebu Hamza
- İsmail Kılıç
- Talha Bekret
- Abdullah Dündar
- Harun Yıldırım
- Feyzullah Birışık
- Ubeydullah Arslan
- Abdurrahman Kutluay
- Abdulkadir Gursever
- Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
-
Kan Vermek Orucu Bozar mı? -
Oruçlu İken Unutarak Yeme-İçmenin Hükmü Nedir? -
Namaz Kılmayan Birisine Oruç Tutması Emredilir mi? -
Kibirlenme Kasdı Olmaksızın İsbalin Hükmü Nedir? -
Makina ile Fotoğraf Çekmenin Hükmü Nedir? -
Bid'at-i Hasene var mıdır? -
Abdest Esnasında Konuşmak Abdesti Bozar mı? -
Cuma Namazından Başka Namaz Kılmayan Kişinin Hükmü Nedir? -
Humeyniciler Rafizi midir? -
Kıyametin Alametleri Nelerdir? -
Cuma Namazından Sonra Kılınan Zuhri Ahir Namazı Bid'at midir? -
Ölülere Kur'an Okumanın Hükmü Nedir? -
Namazda İstirahat Oturuşu Nasıl Yapılır?
-
- Salih b.Fevzan el-Fevzan
-
Anne ve Baba Hakları -
Kafir ile Müşrik Arasındaki Fark Nedir? -
İdarecileri Tekfir Edenlerin Durumu Nedir? -
Deve Eti Yedikten Sonra Abdest Alınır mı? -
Namaz Kıldıktan Sonra Elbisesinde Kan Görenin Namazı Sahih midir? -
Fıtır Zekatı Nakit Olarak Verilir mi? -
İmam Secdede İken Namaza Yetişen Kimse Ne Yapar? -
Kutsal Emanetlerin Türkiyede Olduğu Doğru mudur? -
Yahudi ve Hristiyan kardeşlerimiz" sözünü söyleyen kişinin hükmü nedir? -
Kabirleri Mescid Edinmek ve Nebi Aleyhisselamın Mescidinin Durumu
-
- Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn
- Nâsıruddîn el-Elbânî
- Tacuddin el-Bayburdi
Hemen dinle
- Ebu Said
-
Tevhid -
Tekfir -
Takva -
Sünnet üzerine -
Kuran’ı anlamada usul -
Kul ve Kulluk -
İsim ve Sıfat Tevhidi -
İmanın cüzleri -
İman ve Tevhid 4 -
İman ve Tevhid 3 -
İman ve Tevhid 2 -
İman ve Tevhid 1 -
Davette metod -
Bakara Suresi ayet 21-22 -
Az vaktin değeri -
Sosyal yaşantımızda anne ve babanın yeri 2 -
Sosyal yaşantımızda anne ve babanın yeri 1 -
İslam dairesinde Müslümanlar ile ilişkilerimiz -
Ebu Said el-Yarbuzi - Aile hukuku -
Ebu Said el-Yarbuzi - Davet -
Ebu Said el-Yarbuzi - İslam davetti ve Hakkaniyet -
Ebu Said el-Yarbuzi - Davette öncelik ve tedricil -
Ebu Said el-Yarbuzi - Küçülen dünyada İslam -
Ebu Said el-Yarbuzi - Hukukun üstünlüğü -
Ebu Said el-Yarbuzi - Dua Sabır Tevekkül
-
- Ebu Emre
-
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 1 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 2 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 3 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 4 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 5 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 6 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 7 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 8 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 9 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 10 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 11 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 12 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 13 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 14 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 15 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 16 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 17 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 18 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 19 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 20 -
Ebu Emre - Tahavi Akide Dersleri 21
-
- Ebu Enes
- İsmail Kılıç
- Hüseyin Cinisli
- Abdulkadir Gürsever
- Abdurrahman Kutluay
-
Abdurrahman Kutluay - Müslümanın hayatında ciddiye -
Abdurrahman Kutluay - Müslümanın hayatında ciddiye -
Abdurrahman Kutluay - Deccal hakkında -
Abdurrahman Kutluay - İsa a.s. hakkında -
Abdurrahman Kutluay - Mehdi hakkında -
Abdurrahman Kutluay - Patlatmalar 3 -
Abdurrahman Kutluay - Patlatmalar 2 -
Abdurrahman Kutluay - Patlatmalar 1
-
- Tacuddin el-Bayburdi
-
İzmir soru-cevap 3 -
İzmir soru-cevap 2 -
İzmir soru-cevap 1 -
Zikrin mana ve mahiyeti -
Yardım ve Dua konusu -
Yalanın zemmi -
Vehen nedir ya Rasulullah ? -
Uyanık ol ey gafil insan -
Ümmetin ihtilafı rahmet midir? -
Tevhidin mütalaası -
Tevhidin mana ve mahiyeti -
Tevhide münafi olan şeyler -
Tevessül ve vesile -
Tasavvufun yanlışları -
Tasavvuf soru cevap -
Taklit ile ittiba arasındaki fark -
Sihir ve büyü -
Sigara tevessül namaz -
Selefin yolu kurtuluş yoludur 2 -
Selefin yolu kurtuluş yoludur -
Şefaat -
Secdelerde elleri kaldırma -
Şarkı türkü ve çalgı aletlerinn fitnesi -
Sahih hadis -
Sahabenin Sünnete karşı tutumları -
Sahabe söz ve uygulamasının dindeki yeri -
Sağlıklı bir Kuran anlayışı için kurallar -
Sağlıklı bir din yaşamanın yolları -
Sağlıklı münazara için kurallar -
Rızık talebinde mutedil yol -
Rızık endişesinin kulluktaki rolü -
Rahman’ın dostları ile şeytanın dostları ara -
Örnek ve önder Allah Rasulüdür s.a.v. -
Ölüye fayda sağlayacak şeyler -
Ölüm hakikati ve Ahiret -
Ölülere Kuran okunmaz -
Olayların ibret yönü -
Nefisle mücadele -
Namazın kazası olur mu? -
Namazda tadili erkan -
Namazda ne diyoruz -
Namazda huşu -
Müslümanların vahdetine mani olan arızalar -
Müslümanın hanımına karşı koca kimliği -
Müslümanın çocuklarına karşı baba kimliği -
Müslümanın Allah’a karşı kuluk kimliği -
Müslümanın akraba ve komşu hukuku -
Muhkem ve Muteşabih -
Muaheze ilimden sonradır -
Mekkel’i müşriklerin inancı -
La İlahe İllalah’ın kabulünün şartları -
Kuranı anlamada sünnetin yeri 2 -
Kuranı anlamada sünnetin yeri 1 -
Kuranı anlama kuralları -
Kuran abdestsiz okunabilir -
Körü körüne taklidin zemmi -
Kiyamet alametleri -
Kitap Sünnet Ayrılmazlığı -
Karineli emirler -
Kadere iman 3 -
Kadere iman 2 -
Kadere iman 1 -
Kabit azabı -
İslam’ın insanları değerlendirme metodu -
İslam’ın fert ve tolumları değerlendirme met -
İslam’da mücadele ve tebliğ metodu -
İslam’da ticaret ahlakı -
İslam’da bağlılık şahslara değil Kuran ve Sü -
İslam kardeşliği -
İsim ve Sıfat Tevhidi -
İman imtihanı gerektirir -
İman hakikatı -
İman esasları -
İslamı yaşamada sağlıklı kurallar -
İlmin önemi ve ona olan ihtiyaç -
İlim amel etmeyi gerektirir -
İhlas ve samimiyet -
İçtihad konusu -
İbadetlerde orta yol -
İbadetin mana ve mahiyeti -
Heva ve hevese uyma -
Her şey Allah’a ibadet ediyor -
Her küçük büyüğe giden bir yoldur -
Hadislerin kaleme alınma sebebi -
Hadis inkarcılarına reddiye -
Günahların fert ve topluma zararları -
Günahları ortadan kaldıran sebebler -
Gaye ve ona ulaşmada vesileler -
Fıtratı selime -
Fırkayı Naciye -
İyiliği emretmek kötülükten sakındırmak -
el-Vela vel-Bera 2 -
el-Vela vel-Bera 1 -
Dünya hayatı ve onun aldatıcı amilleri -
Davetçide bulunması gereken vasıflar -
Bidatlerin çirkinliği -
Basiretli bir dava adamının ahlakı -
Anne ve babaya karşı evlat kimliği -
Amellerde ihlasın önemi -
Amellerde ihlas ve samimiyetin önemi -
Allah ve Rasulunun sahabeyi tezkiyesi -
Allah yolunda micadeleye mani olan amiller -
Allah yolunda mücadele -
Allah yolunda cihad -
Allah Rasulune s.a.v. itaat -
Allah korkusu
-
- İbn Kesir - Hadislerle Kuran Tefsiri
- 000 Giriş
- 001 Fatiha Suresi 1
- 001 Fatiha Suresi 2
- 002 Bakara Suresi 003
- 002 Bakara Suresi 004
- 002 Bakara Suresi 013
- 002 Bakara Suresi 030
- 002 Bakara Suresi 038
- 002 Bakara Suresi 060
- 002 Bakara Suresi 078
- 002 Bakara Suresi 093
- 002 Bakara Suresi 106
- 002 Bakara Suresi 108
- 002 Bakara Suresi 174
- 002 Bakara Suresi 180
- 002 Bakara Suresi 186
- 002 Bakara Suresi 204
- 002 Bakara Suresi 214
- 002 Bakara Suresi 229
- 002 Bakara Suresi 254
- 002 Bakara Suresi 257
- 002 Bakara Suresi 278
- 003 Ali İmran Suresi 176
- 003 Ali İmran Suresi 156
- 003 Ali İmran Suresi 110
- 003 Ali İmran Suresi 102
- 003 Ali İmran Suresi 093
- 003 Ali İmran Suresi 038
- 003 Ali İmran Suresi 026
- 003 Ali İmran Suresi 001
- 004 Nisa suresi 160
- 004 Nisa suresi 127
- 004 Nisa suresi 094
- 004 Nisa suresi 060
- 004 Nisa suresi 059
- 004 Nisa suresi 047
- 004 Nisa suresi 026
- 004 Nisa suresi 001
- 005 Maide Suresi a
- 005 Maide Suresi b
- 005 Maide Suresi c
- 005 Maide Suresi d
- 005 Maide Suresi e
- 005 Maide Suresi f
- 005 Maide Suresi g
- 006 Enam Suresi a
- 006 Enam Suresi b
- 006 Enam Suresi c
- 006 Enam Suresi d
- 006 Enam Suresi e
- 006 Enam Suresi f
- 006 Enam Suresi g
- 007 Araf Suresi a
- 007 Araf Suresi b
- 007 Araf Suresi c
- 007 Araf Suresi d
- 008 Enfal Suresi
- 009 Tevbe Suresi a
- 009 Tevbe Suresi b
- 009 Tevbe Suresi c
- 009 Tevbe Suresi d
- 009 Tevbe Suresi e
- 010 Yunus Suresi a
- 010 Yunus Suresi b
- 010 Yunus Suresi c
- 011 Hud Suresi
- 012 Yusuf Suresi
- 013 Rad Suresi
- 014 İbrahim Suresi
- 015 Hicr Suresi
- 016 Nahl Suresi a
- 016 Nahl Suresi b
- 017 İsra Suresi a
- 017 İsra Suresi b
- 017 İsra Suresi c
- 017 İsra Suresi d
- 017 İsra Suresi e
- 018 Kehf Suresi a
- 018 Kehf Suresi b
- 019 Meryem Suresi
- 020 Taha Suresi a
- 020 Taha Suresi b
- 020 Taha Suresi c
- 021 Enbiya Suresi a
- 021 Enbiya Suresi b
- 021 Enbiya Suresi c
- 022 Hacc suresi a
- 022 Hacc suresi b
- 023 Muminun Suresi a
- 023 Muminun Suresi b
- 024 Nur Suresi a
- 024 Nur Suresi b
- 024 Nur Suresi c
- 025 Furkan Suresi a
- 025 Furkan Suresi b
- 026 Şuara Suresi
- 027 Neml Suresi
- 028 Kasas a
- 028 Kasas b
- 029 Ankebut Suresi
- 030 Rum Suresi
- 031 Lokman Suresi
- 032 Secde Suresi
- 033 ahzab Suresi a
- 033 ahzab Suresi b
- 034 Sebe Suresi
- 035 Fatır Suresi
- 036 Yasin Suresi
- 037 Saffat Suresi
- 038 Sad Suresi
- 039 Zumer Suresi a
- 039 Zumer Suresi b
- 040 Mumin Suresi
- 041 Fussilet Suresi
- 042 Şura suresi
- 043 Zuhruf Suresi a
- 043 Zuhruf Suresi b
- 044 Duhan Suresi
- 045 Casiye Suresi
- 046 ahkaf Suresi
- 047 Muhammed Suresi
- 048 Fetih Suresi
- 049 Hucurat Suresi
- 051 Zariyat Suresi
- 053 Necm Suresi
- 055 Rahman Suresi
- 057 Hadid Suresi a
- 057 Hadid Suresi b
- 058 Mucadele Suresi
- 059 Hasr Suresi
- 060 Mumtehine Suresi
- 061 Saff Suresi
- 062 Cuma Suresi
- 063 Munafikun Suresi
- 065 Tağabun Suresi
- 065 Talak Suresi
- 066 Tahrim Suresi
- 067 Mulk Suresi
- 068 Kalem Suresi
- 069 Hakka Suresi
- 070 Mearic Suresi
- 071 Nuh Suresi
- 072 Cin Suresi
- 073 Muzzemmil Suresi
- 074 Muddessir Suresi
- 075 Kıyamet Suresi
- 076 İnsan Suresi
- 077 Murselat Suresi
- 078 Nebe Suresi
- 079 Naziat Suresi
- 080 Abese Suresi
- 081 Tekvir Suresi
- 082 İnfitar Auresi
- 083 Mutaffifin Suresi
- 084 İnşikak Suresi
- 085 buruc Suresi
- 086 Tarık Suresi
- 087 Ala Suresi
- 088 Ğaşiye Suresi
- 089 Fecr Suresi
- 090 Beled Suresi
- 091 Şems Suresi
- 092 Leyl Suresi
- 093 Duha Suresi
- 094 İnşirah Suresi
- 095 Tin suresi
- 096 Alak Suresi
- 097 Kadir Suresi
- 098 Beyyine Suresi
- 099 Zilzal Suresi
- 100 Adiyat Suresi
- 101 Karia Suresi
- 102 Tekasur Suresi
- 103 Asr Suresi
- 104 Humeze Suresi
- 106 Fil Suresi
- 106 Kureyş Sutresi
- 107 Maun Suresi
- 108 Kevser Suresi
- 109 Kafirun Suresi
- 110 Nasr Suresi
- 112 İhlas Suresi
- 113 Felak Suresi
- 114 Nas Suresi
Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurdu:
16 Aralık 2010 Perşembe
11 Kasım 2010 Perşembe
Mübâh Olan Hayvanın Yenilmesi Haram Olan Organları Nelerdir?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Hayvanın hangi azalarının yenilmesi haramdır?
Cevap: Yenilmesi mubâh olan her hayvanın şer‘î kesimden sonra azalarının tümünün yenilmesi câizdir. Balık ve çekirge gibi yenilmesinin helâlliği için kesime ihtiyaç olmayan her hayvanın da bütün azalarını yemek câizdir.
Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Abdullah b. Kuûd
Üye: Abdullah b. Ğudeyyân
Üye: Abdurrezzâk Afîfî
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 1/22/474]
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
Hangi Hayvanlar Kurban Olmaz?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Kurban olmayacak hayvanlar nelerdir?
Cevap: Kurban, Behîmetu’l-En‘âm denilen deve, sığır ve davar cinsinde hayvanlardan olur. Kurbanın, körlük, hastalık, aşırı zayıflık ve topallık gibi ayıplardan sâlim olması şarttır. Altı ayını doldurmamış koyun ve kuzudan, bir yılını doldurmamış keçiden, iki yılını doldurmamış sığırdan ve beş yaşını doldurmamış deveden kurban câiz değildir.
Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Bekr Ebû Zeyd
Üye: Abdulazîz Alu’ş-Şeyh
Üye: Sâlih b. Fevzân el-Fevzân
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 2/10/415]
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
Kurban Keserken Okunacak Dua Nedir?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Mubârek kurban bayramında kurbanı keserken söylenecek dua nedir?
Cevap: Kurbanı keserken “Bismillah” denilmesi vâcibtir. Buna ek olarak “Allahu Ekber. Allah’ım şüphesiz ki bu sendendir ve senin içindir. Benden bunu kabûl buyur.” denilmesi ise mustehabtır. Eğer kurban başkasının ise “Benden kabûl buyur.” yerine o kişinin adını söyleyerek “Filandan kabûl buyur.” denilir.
Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Bekr Ebû Zeyd
Üye: Sâlih b. Fevzân el-Fevzân
Üye: Abdullah b. Ğudeyyân
Nâib: Abdulazîz Alu’ş-Şeyh
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 2/10/440]
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
Kurban Niyyetime Ölmüş veya Yaşayan Anne Babamı Katabilir miyim?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Kurban olarak keseceğim bir koyuna hem kurban olarak hem de vefât etmiş veya yaşayan anne babam adına sadaka olarak niyyet edebilir miyim?
Cevap: Kurbanı hem kendinin hem de âilesinin yemesi ve muhtaçlara sadaka verilmek üzere kesmek meşrûdur. Kişinin tek bir koyunu âilesinden ölenler ve yaşayanlar adına niyet ederek kesmesi câizdir. Nitekim, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Ameller niyetlere, bağlıdır. Her kişi için ancak niyyet ettiği vardır.” Ayrıca, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bizzat kendisi ve tüm ehl-i beyti adına tek bir koç kesmiştir.
Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Bekr Ebû Zeyd
Üye: Sâlih b. Fevzân el-Fevzân
Üye: Abdullah b. Ğudeyyân
Nâib: Abdulazîz Alu’ş-Şeyh
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 2/10/437]
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
5 Kasım 2010 Cuma
Namaz Kılmayanın Kestiğini Yemek Câiz midir?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Namaz kılmayanın kestiğini yemenin hükmü nedir? Ayrıca namaz kılıp oruç tutan ancak sihir yapanlara gidenlerin kestiklerini yemenin hükmü nedir? Bir de Allah’tan başkası için kesenlerin kestiklerinin hükmü nedir?
Cevap: Âlimlerin iki görüşünden doğru olana göre –namazı inkâr etmese de- kasden namazı terk edenin kestiğini yemek câiz değildir. Çünkü namazı terk eden kâfirdir.
Kâhin ve sihirbazların kestiklerini yemek de câiz değildir. Çünkü onlar ğayb ilmi iddia ettikleri ve cinlere kurban kestikleri için kâfirdirler. Onlara gidip de [iddialarını] tasdîk edenlerin veya Allah’tan başkası için kesenlerin kestiklerini yemek de câiz değildir. Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Abdullah b. Kuûd
Nâib: Abdurrezzâk Afîfî
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 1/22/447]
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
Besmele Çekmek Unutularak Kesilen Hayvanın Etinden Yenilir mi?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Komisyonuna soruldu:
Soru: Kesen kişi besmele çekmeyi unuttuğu zaman kesilen hayvanın etinden yemenin hükmü nedir? Buna dâir delîl nedir?
Cevap: Ahmed’in mezhebinde meşhûr olan görüşe göre bu etten yemek câizdir. Bu İbn Abbâs radıyallahu anhumâ’dan rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs’ın sözünden ve bu konuda sahâbe radıyallahu anhum’den ona bir muhâlefet bilinmediğinden dolayı Mâlik, Sevrî, Ebû Hanîfe, Atâ, Tâvûs, Sa‘îd ibnu’l-Museyyeb, Hasen, Abdurrahmân b. Ebî Leylâ, Ca’fer b. Muhammed ve Rebî‘a bu görüştedir. Yüce Allah’ın: “Üzerine Allah’ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin.” [En‘âm, 121] buyruğuna gelince, bu kasıtlı olarak besmeleyi terk etmeye hamledilir. Buna aynı âyetteki şu buyruk da delîldir: “Şüphesiz ki bu fısktır.” [En‘âm, 121] Besmele çekilmenin unutulduğu etlerden yemek ise fısk değildir.
Tevfik Allah’tandır. Peygamberimiz Muhammed’e, âilesine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Üye: Abdullah b. Ğudeyyân
Üye: Abdurrezzâk Afîfî
Başkan: Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz
[Fetâvâ el-Lecnetu’d-Dâime 1/22/493]
Kaynak:http://tevhidvesunnet.com
27 Ekim 2010 Çarşamba
Kurban Etinden Kâfire Verilir mi?
Allâme Şeyh İmâm Abdulaziz b. Bâz rahimehullah’a soruldu:
Soru: Müslüman olmayan kimseye kurban etinden vermek câiz midir?
Cevap: Bunda bir beis yoktur. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurur: “Dîn hususunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmeyi ve onlara adâletli davranmayı Allah size yasaklamamıştır.” (Mümtehine, 8) O hâlde aramızda savaş olmayan emân verilmiş veya antlaşma yapılmış kâfirlere kurban etinden ve sadakadan verilebilir.
Mecmu‘û Fetâvâ ve Makâlât Mütenevvia 18/47
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
26 Ekim 2010 Salı
Kurban Nasıl Kesilir?
Allâme Şeyh İmâm Abdulaziz b. Bâz rahimehullah’a soruldu:
Soru: Şer‘î kesim nasıl yapılır? Özellikle deve nasıl kesilir?
Cevap: Deve, davar ve sığır türünde hayvanların şer‘î kesimi, kesenin el-Hulkûm, el-Merî ve iki vedec’i –ki bunlar, boynu saran iki kalın damardır.- kesmesidir. Bu, hayvan kesiminin en mükemmeli ve en güzelidir. el-Hulkûm, nefesin geçtiği borunun adıdır. el-Merî, yiyecek ve içeceklerin geçtiği borunun adıdır. İki vedec ise, boynu saran iki damardır. Hayvanı kesen bu ikisini kestiğinde kan daha fazla çıkar. İşte bu dört şeyi keserse –bütün ulemânın görüşüne göre- kesilen hayvan helâl olur.
İkinci durum: Nefes borusunun, yemek dorusunun ve bir damarın kesilmesidir. Bu da aynı şekilde –ilkinden daha düşük seviyede olsa da- helâl, sahîh ve tayyibtir.
Üçüncü durum: İki damarı kesmeksizin sadece nefes ve yemek borularını kesmektir. Bu da aynı şekilde sahîhtir. Bunu ilim ehlinden bir topluluk ifade etmiştir. Delîlleri de Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözüdür: “-Diş ve tırnak müstesnâ- kanı akıtan bir şeyle kesim yapılır ve üzerine Allah’ın ismi anılırsa onu yiyin.” [Buhâri (2507); Müslim (1968)] Bu konuda tercîh edilen budur.
Devenin de sol eli (sol ön ayağı) bağlı olarak üç ayak üzere ayakta iken boynu ile göğsü arasındaki lebbe denilen yere (kesici bir alet ile) vurarak nahredilmesi sünnettir. Sığır ve davar cinsinde ise sünnet, sol taraf üzerine yatırarak kesmektir. Yine, sığır ve koyunun kesilmesinde de deve kesiminde de sünnet hayvanın kıbleye döndürülmesidir. Bu vâcib değil sadece sünnettir. Kıbleden başka bir yöne kesilecek olsa da kesilen hayvan helâldir. Aynı şekilde yerde kesilecek olan ayakta ayakta kesilecek olan yerde kesilecek olsa yine helâldir. Ancak sünnete muhâliftir. Tevfîk Allah’tandır.
Mecmu‘û Fetâvâ ve Makâlât Mütenevvia 18/26
Kaynak: http://tevhidvesunnet.com
28 Eylül 2010 Salı
11 Eylül 2010 Cumartesi
6 Eylül 2010 Pazartesi
4 Eylül 2010 Cumartesi
27 Ağustos 2010 Cuma
Şeyh Muhammed el-'Useymîn - Oruclunun Yüzmesinde Bir Sakınca Var mıdır?
Soru: Ramazan günü denizde veya havuzlarda yüzmenin hükmü ne dir?
Cevap: Deriz ki, oruçlu olan kişinin denizde veya havuzlarda, derin olsun veya olmasın, yüzmesinde bir sakınca yoktur. Dilediği şekilde yüzer ve suya dalar, fakat gücü yettiğince karnına su gitmemesi için çalışır.
Bu yüzme oruçluya canlılık verir ve orucunda ona yardımcı olur. Allah’a itaatte kişiye zindelik veren şeye mani olunmaz. Çünkü bu, ibâdetin kulun üzerindeki yükünü hafifletir ve ona kolaylık sağlar.
Allah teâlâ oruç ayetlerinin bulunduğu yerde şöyle buyurdu: "Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidâyete ulaş tırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir." (Bakara, 185)
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bu din kolaylıktır, kim dini zorlaştırırsa dine yenik düşer." Dolayısıyla duşta ve benzeri şeylerde yıkanmasında bir sakınca olmadığı gibi, havuzda yüzmesinde de bir sakınca yoktur.
Allah en iyi bilendir.
[Fetâvâ, 1/509-510]
Kaynak:http://tevhidvesunnet.com
26 Ağustos 2010 Perşembe
Şeyh Abdullah b. Cibrîn - Sahur Vâcib midir?
Soru: Sahur vâcib midir? Rasûlullahın: "Sahurda bereket vardır." sözündeki bereketten ne kastedilmektedir?
Cevap: Sahur, imsaktan hemen önce yemek yemektir. Bu, müstehabtır. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Sahur yapınız, çünkü sahurda bereket vardır." buyurur.
"Sahur yapınız" emri irşâd içindir. Bu sebeple onu bol hayır manasına gelen bereket gerekçesine bağlamıştır.
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in arka arkaya oruç tuttuğu günlerde sahuru terk ettiği de rivâyet edilmiştir. Bu da sahurun farz olmadığının delîlidir.
Sahurun müstehablığının delîllerinden birisi de, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashâbına, emre imtisâlin tam olması için bir hurma tanesiyle de olsa veya sütle karışık az bir suyla da olsa, sahur yapmalarını emretmiş olmasıdır.
Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurur: "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitâb’ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir."
Hadiste geçen bereketle kastedilen mana şudur: Sahur yapan kimsenin ameli bereketli olur. Çünkü sahur yemeği o gün ona sâlih ameller yapması için güç ve kuvvet verir. Şöyle ki oruç tutması onun namaz kılmasını, zikretmesini iyiliği emredip, kötülükten sakındırmasını zorlaştırmaz. Hâlbuki sahuru terk ettiği zaman, az yediği ve sadece akşamları yediği için sâlih amelleri işlemek ona ağır gelir.
[Fetâvâ es-Sıyâm, s. 16,17]
Kaynak: www.tevhidvesunnet.com
14 Ağustos 2010 Cumartesi
11 Ağustos 2010 Çarşamba
Ramazan Keskin - Amelsiz İlim ve İlimsiz Amelin Tehlikesi
Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu
Hamd, yalnızca Allah’a mahsustur. Salât ve Selam Rasûlü Muhammed –s.a.v-e, ailesinin, ashabına ve kıyamet gününe kadar onların yolunu, en güzel bir şekilde izleyenlerin üzerine olsun. Bundan sonra;
Öncelikle, İlim-Der’in bana burada, Müslüman kardeşlerimle bir şeyler paylaşmamı sağladığı için, kendilerine teşekkür ediyor, yüce Rabbimden kendilerini hayırla mükâfatlandırmasını diliyorum.
Değerli kardeşlerim, sizinle paylaşmak istediğim konu, amelsiz ilim ve ilimsiz amelin tehlikesi. Müslümanların her gün namazlarında, okumuş olduğu Fatiha sûresinde, “(Bizi) Gazabına uğrayanların ve Sapıtanların yoluna değil (iletme),”(Fatiha,7) ayetini tekrarlamaktadırlar. Peki, bu “Gazaba uğrayanlar ve Sapıtanlar” kim? Gazaba uğrayanların ve sapıtanların kim olduğunu Rabbimiz Allah kitabında ve şerefli Rasûlü sünnetinde bize bildirmiştir. Bakınız Kitabımızda Allah Subhanehu ve Teâlâ ne buyuruyor;
“Allah’ın kullarından, dilediğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini ’kıskanarak ve hakka baş kaldırarak’ Allah’ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kâfirler için alçaltıcı bir azab vardır.” (Bakara,90)
Bu ayette ve bundan önceki ayette de (Bakara,89) anlaşıldığı üzere, Gazaba uğrayanlar Yahudilerdir. Gazaba uğramalarının sebebi ise, hakkı bildikleri halde inkâr etmeleri, karşı gelmeleri diğer bir değişle İlimleri olduğu halde amel etmemeleridir. Yine Allah –Subhanehu ve Teâlâ- onları, (Yahudileri) bakın neyle misallendiriyor:
“Kendilerine Tevrat’la amel teklif edildikten sonra, onunla amel etmeyenlerin hali, ciltlerle kitab taşıyan eşeğin haline benzer. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.” (Cum’a,5)
Gelelim sapıtanlara, Kitap ve sünnetin bize bildirdiğine göre onlarda Hıristiyanlardır. Onların sapıtma nedenleri ilimsiz ameldir. Yani amel ediyorlardı ama bir dayanağı olmadan. Nitekim kendisinde başka hak ilah olmayan Allah –Azze ve Celle- şöyle buyuruyor:
“Sonra bunların peşinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.” (Hadid,27)
Bir hadisi Şerif’de ise şöyle rivayet ediliyor: Sahabilerden Adiy b. Hatem –r.anhum- diyor ki:
"Bir gün Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-in yanına girdim. O sırada mescidde oturuyordu. Yanındakiler kendisine:
"Bu Adiy b. Hatim’dir." dediler. Elimde ne emanname ve de bir tavsiye mektubu vardı.
Yanına götürüldüğümde elimi tuttu. -Daha Önce bir de fasında benim için:
"Allah’dan onun elini benim elime koymasını dile rim" demişti- Elimi tutarak ayağa kalktı, birlikte Mescid-den çıktık. Yolda önüne bir kadınla bir çocuk çıktı. Kadın:
"Sen’den bir dileğimiz var" dedi. Bunun üzerine elimi bı rakıp onların yanına gitti ve dileklerini yerine getirdi.
Arkasından yine elimden tutarak beni evine götürdü. Cariyesi Velide’nin getirdiği bir yer minderi üzerine otur du. Ben de karşısında oturdum Allah’a hamd-ü sena ettik ten sonra bana:
"Lailahe İllallah (Allah’dan başka ilah yoktur) demek ten mi kaçınıyorsun? Yoksa Allah’dan başka ilah oldu ğuna dair bir bildiğin mi var?" diye sordu. Kendisine:
"Hayır, yok" diye cevap verdim. Bu cevabım üzerine bir süre konuştuktan sonra bir ara yine bana dönerek:
"Allah’u Ekber (Allah en büyüktür) demekten mi kaçı nıyorsun? Yoksa Allah’dan daha büyük bir şey olduğu na dair bir bildiğin mi var?" diye sordu. Ben kendisine yi ne:
"Hayır, böyle bir bilgim yok" diye karşılık verince söz lerine:
"Yahudiler, gazaba uğramışlar ve Hıristiyanlar da sa pıklardır" diye devam etti. Ben kendisine:
"Ben dosdoğru yolu benimsemiş (Hanif) bir Müslüman’ım" deyince yüzünün sevinçle parladığını gördüm."(Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiş olup, Hasen- garip demiştir. Hadisin başka tanıkları ve çoğu kısaltılmış di ğer bir takım rivayet yolları da vardır. Bkz. Ahmed’in Müsned’i, c. 4, s. 378.)
Buna binaen, selef âlimlerin den bazıları şöyle demiştir: “Bu ümmetten İlmi olduğu halde amel etmeyenler, Yahudilere, İlimsiz amel edenler ise Hıristiyanlara benzer.”
Değerli Müslüman kardeşlerim, size bir kardeşiniz olarak şu dört şeyi yapmanızı tavsiye ederim.
1. İlim talep edin, öğrenin.
2. Öğrendiğiniz ilimle amel edin.
3. Amel ettiğiniz ilmi, insanlara anlatın.
4. Anlattığınız insanlardan, gelebilecek olan ezaya sabredin.
Bu Allah’ın affına muhtaç kardeşine dua etmeyi unutmayınız. Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
Kardeşiniz: Talibu’l-İlim Ramazan Keskin
Kardeşiniz: Talibu’l-İlim Ramazan Keskin
Kaynak:www.İlim-der.com
8 Ağustos 2010 Pazar
6 Ağustos 2010 Cuma
Oruçlunun Ağza Burna Su Verirken Mübalağa Yapmasının Hükmü
Allâme Şeyh Muhammed el-‘Useymîn rahimehullah’a soruldu:
Soru: Ramazan günü oruçlunun, ağzında suyu çalkalarken ve burnu na su çekerken mübalağa etmesinin hükmünü öğrenmek istiyorum.
Cevap: Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Lekit b. Sabre’ye şöyle buyur du: “Abdesti iyi al, parmaklarının arasını iyice oğuştur. Burnuna su verdiğin zaman oruçlu değilsen, fazlaca çekip iyice yıka.”
Burnuna su verirken oruçlunun mübalağa etmemesinin delîli budur.
Ağzı çalkalarken de oruçlu mübalağa etmez. Çünkü bu, suyun karnına gitmesine yol açabilir. Bununla da oruç bozulabilir.
Fakat faraza mübalağa etse de kasıtsız olarak karnına su gitse, bununla oruç bozulmaz. Çünkü orucu bozmanın şartlarından birisi de oruçlunun bu fiili kasıtlı olarak işlemesidir.
[Fıkhu’l-İbâdât, 194. sayfa]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Oruçlunun Astım Spreyi Kullanmasının Hükmü
Allâme Şeyh Muhammed el-‘Useymîn rahimehullah’a soruldu:
Soru: Eczanelerde, bazı astım hastalarının kullandığı bir sprey bulunmaktadır. Bunu oruçlu bir kimsenin Ramazan günü kullanması câiz olur mu?
Cevap: İster Ramazan orucu olsun, ister başka bir oruç olsun, oruçlu olan birinin bu spreyi kullanması câizdir. Çünkü bu sprey kullanıldığı zaman mide ye ulaşmaz. Sadece nefes borusuna ulaşır, bronşlar açılır ve bundan sonra insan normal nefes almaya başlar. Yemek ve içmek manasına gelmez. Yiyecek ve içecek olarak mideye ulaşmaz.
Malumdur ki Kitâb’tan, Sünnet’ten, icmadan ya da kıyastan, orucun bozulduğu na dair bir delîl bulununcaya kadar orucun sıhhati esastır.
[Kitâbu’d-Da’va, 1/169-170]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Balgam Yutmak Orucu Bozar mı?
Allâme Şeyh Muhammed el-‘Useymîn rahimehullah’a soruldu:
Soru: Balgam yutmak orucu bozar mı?
Cevap: Balgam ve sümük ağza ulaşmadığı zaman mezhepteki bir görüşe göre orucu bozmaz. Ağza ulaştığı ve yutulduğu zaman bu konuda ilim ehlinin iki görüşü vardır.
İlim adamlarından bir kısmı bunu yemeye ve içmeye dâhil ederek orucu bozar dediler. Bir kısmı da bunu tükürüğe benzeterek orucu bozmaz dediler. Çünkü tükürükle oruç bozulmaz. Hatta bir kimse tükürüğünü ağzında toplasa ve yutsa bile orucu bozulmaz. Bu, tercih edilen görüştür. Çünkü balgamın orucu bozduğuna dair bir delîl yoktur.
[el-Fetâvâ, 1/515]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Oruçlunun Diş Macunu ve Fırça Kullanması Câiz midir?
Allâme Şeyh Muhammed el-‘Useymîn rahimehullah’a soruldu:
Soru: Diş macunu kullanmak oruçluya mekruh olur mu? Bu, misvak kullanmaya kıyas edilebilir mi?
Cevap: Buna cevap olarak deriz ki, oruçlunun, günün başında ve so nunda misvak kullanması sünnettir. Zevalden sonra oruçlunun misvak kul lanmasının mekruh olduğunu söyleyen kimsenin elinde sağlam bir delîl oldu ğunu bilmiyorum. Çünkü misvak kullanmanın meşrû‘iyetinin delîlleri genel dir, bir istisnâsı yoktur.
Buhârî Sahîh’inde Âmir b. Rabia radıyallâhu anh’ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir: “Ben Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in sayamayacağım kadar çok kez, oruçlu iken misvak kullandığını gördüm.” Buna göre başkaları için meşru olduğu gibi oruçlunun da misvak kullanma sı meşrudur.
Oruçlunun macun ve fırça kullanmasına gelince bu şu iki durumdan hâli değildir:
Birincisi, macunun mideye gidecek kadar kuvvetli olması ve kontrol edilmesinin mümkün olmamasıdır. Bu, sakıncalıdır ve kullanılması caiz değildir. Çünkü orucun bozulmasına yol açar. Harama yol açan şey de, haramdır.
Lekit b. Sabre’nin rivâyet ettiği hadiste Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurmuştur: “(Abdest alırken) oruçlu olmadıkça burna su almada mübalağa et.”
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem burna su alırken mübalağa yapılmasın dan (suyun iyice çekilmesinden) sadece oruç durumunu istisnâ etti. Çünkü oruçlu iken burna su almada mübalağa ettiği zaman su karına gidebilir. Bu nunla da oruç bozulabilir.
Deriz ki: Fırça ve macun midesine gidecek kadar güçlü/ etkili ol duğu zaman bu durumda onu kullanması câiz değildir veya asgari miktarda kullanmalıdır. Deriz ki: Bu, mekruhtur. Ancak bu derece kuvvetli olmadığı ve bu ikin ci durumda ondan sakınmak mümkün olduğu zaman kullanmasında bir sakın ca yoktur. Çünkü ağzın içi vücudun dışı hükmündedir. Bu sebeple kişi ağzını su ile çalkaladığı zaman bunun orucuna bir zararı olmaz. Şayet ağzın içi vücu dun içi hükmünde olsaydı oruçlunun ağzını çalkalaması yasaklanırdı.
[el-Fetâvâ, 1/512-513 ]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Sabah Ezânını İşittiği Hâlde Yemeye İçmeye Devam Eden Kişinin Orucunun Hükmü
İmâm Abdulazîz b. Abdillah b. Bâz rahimehullah’a soruldu:
Soru: Sabah ezanını işiten ve yemeye içmeye devam eden kimsenin orucunun şer‘î hükmü nedir?
Cevap: Yüce Allah’ın: “Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırdedilinceye kadar yiyin, için sonra akşama kadar orucunuzu tamamlayın." [2/Bakara, 187] buyruğu sebebiyle bir müminin, fecrin doğduğunu (tanyerinin ağarmaya başladığını) kesin olarak anladığında ve tuttuğu oruç da Ramazan, adak ve keffâret gibi farz bir oruç olduğunda, kendisini yemekten, içmekten ve orucu bozan diğer şeylerden uzak tutması vâcibtir.
Ezanı işittiği ve müezzinin de sabah olduğu için ezan okuduğunu bildiği zaman kendisini yemekten içmekten uzak tutması vâcib olur. Eğer müezzin fecrin doğuşundan önce ezanı okursa, tan yerinin ağarmaya başladığını kesin olarak anlayıncaya kadar yemesi ve içmesi câizdir ve yemekten kendini alıkoyması vâcib de ğildir.
Müezzinin durumunu, ezanı fecrin doğuşundan önce mi, sonra mı okudu ğunu bilmezse, kendisi için evla ve ihtiyata uygun olan, ezanı duyduğu zaman yemekten ve içmekten kendisini uzak tutmasıdır. Fecrin doğduğunu bilmediği için ezan esnasında bir şey yerse veya içerse ona zarar vermez.
Malumdur ki elektrik ve ışıkların aydınlattığı şehirlerin içinde oturan bir kimse, tanyerinin ağarmaya başladığı anı gözüyle tesbit edemez. Fakat onun, fecrin doğuşunu saat ve dakika olarak belirleyen takvimlere ve ezana göre hareket ederek ihtiyatlı olması gerekir. Böyle davranmakla o, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Sana şüpheli geleni bırak, ancak şüpheli olmayanı al” ve “Kim şüpheli şeylerden sa kınırsa dinini ve ırzını korumuş olur.” sözleriyle amel etmiş olur.
Başarılı kılan Allah'tır.
[Kitâbu’d-Da’va, 2/165-166]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Ramazan Dolayısıyla Tebrikleşmek Câiz midir?
Allâme Şeyh Sâlih b. Fevzân el-Fevzân hafizehullah’a soruldu:
Soru: Ramazan ayı girdiği zaman pek çok kimsenin birbirlerini şu sözlerle tebrik ettiklerini duyarız: “Ramazanınız mübârek olsun.” Bunun dînde bir aslı var mıdır? Bize bir fetva veriniz.
Cevap: Ramazanın girişi münâsebetiyle tebrikleşmekte bir sakınca yok tur. Çünkü Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem de ashâbına Ramazanın girdiğini müjdeler ve onları sâlih ameller işlemeleri için teşvik ederdi. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur: “De ki: Ancak Allah’ın lütuf ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.” [Yûnus, 58]
Bu ay münâsebetiyle tebrikleşmek ve gelişine sevinmek, iyilik ve hayır yap ma arzusuna delâlet eder. Selef, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’i taklit ede rek, Ramazan ayının gelişini birbirlerine müjdelerdi. Nitekim Selman’dan gelen uzun hadîsinde Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Ey insanlar! Büyük ve mübârek bir ay sizi gölgelendirmiştir...”
[el-Muntekâ, 3/123]
kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Felçli Kimsenin Oruç Tutmaması Câiz midir?
İmâm Abdulazîz b. Bâz rahimehullah’a soruldu:
Soru: Bir adam var; vücudunun yarısı felç oldu. Oruca gücü yetmi yor. Oruç tuttuğu zaman hastalığı şiddetleniyor. Vücudunun diğer kısmı da etkileniyor. Bu adam için ne dersiniz?
Cevap: Uzman hekimler hastalığının iyileşme ümidi bulunmayan bir hastalık olduğuna karar verdikleri zaman, senin oruç tutmaman ve Ramazanın her bir günü için bir fakiri doyurman gerekir. Bunun miktarı hurma veya pirinç gibi ülkenin yaygın olarak kullanılan yiyeceğinden yarım sa’ (1,5 kilogram)dır. Bunu ona sabah veya akşam verdiğin zaman yeterli olur. Fakat doktorlar bu hastalığın iyileşme umudunun olduğunu söylerse, yemek yedirmen olmaz, sana vâcib olan Allah şifa verdiği zaman bu oruç ları kaza etmendir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Sizden her kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza eder.” [2/Bakara, 185] Allah teâlâ’dan sana her türlü kötülükten şifa bulmanı nasîb etmesini ve sana isâbet eden sıkıntıları, günahlarını temizleyen bir keffâret kıl masını ve sana güzel bir sabır verip mükâfatını lütfetmesini dilerim. Şüphesiz o kendisinden istenileceklerin en hayırlısıdır. Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. [Mecmû‘u Fetâvâ ve Makâlât Mutenevvia, 3/234-235]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
Soru: Bir adam var; vücudunun yarısı felç oldu. Oruca gücü yetmi yor. Oruç tuttuğu zaman hastalığı şiddetleniyor. Vücudunun diğer kısmı da etkileniyor. Bu adam için ne dersiniz?
Cevap: Uzman hekimler hastalığının iyileşme ümidi bulunmayan bir hastalık olduğuna karar verdikleri zaman, senin oruç tutmaman ve Ramazanın her bir günü için bir fakiri doyurman gerekir. Bunun miktarı hurma veya pirinç gibi ülkenin yaygın olarak kullanılan yiyeceğinden yarım sa’ (1,5 kilogram)dır. Bunu ona sabah veya akşam verdiğin zaman yeterli olur. Fakat doktorlar bu hastalığın iyileşme umudunun olduğunu söylerse, yemek yedirmen olmaz, sana vâcib olan Allah şifa verdiği zaman bu oruç ları kaza etmendir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Sizden her kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza eder.” [2/Bakara, 185] Allah teâlâ’dan sana her türlü kötülükten şifa bulmanı nasîb etmesini ve sana isâbet eden sıkıntıları, günahlarını temizleyen bir keffâret kıl masını ve sana güzel bir sabır verip mükâfatını lütfetmesini dilerim. Şüphesiz o kendisinden istenileceklerin en hayırlısıdır. Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. [Mecmû‘u Fetâvâ ve Makâlât Mutenevvia, 3/234-235]
Kaynak: http://www.tevhidvesunnet.com
30 Temmuz 2010 Cuma
25 Temmuz 2010 Pazar
24 Temmuz 2010 Cumartesi
11 Temmuz 2010 Pazar
2 Temmuz 2010 Cuma
27 Haziran 2010 Pazar
21 Haziran 2010 Pazartesi
20 Haziran 2010 Pazar
19 Haziran 2010 Cumartesi
18 Haziran 2010 Cuma
17 Haziran 2010 Perşembe
13 Haziran 2010 Pazar
6 Haziran 2010 Pazar
2 Haziran 2010 Çarşamba
26 Mayıs 2010 Çarşamba
23 Mayıs 2010 Pazar
17 Mayıs 2010 Pazartesi
12 Mayıs 2010 Çarşamba
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)